8 Mayıs 2011 Pazar

Anneler günün kutlu olsun Anneciğim!



ANNE


Bana can, hayat veren

Beni büyütüp seven

İyi ve kötü zamanlarda

Anne sendin yanımda.


Ne zaman bir derdim olsa

Hallederdin onu kolayca,

Seni kızdırdığım anlarda bile

Bakardın sevgi dolu gözlerinle bana.


Yüzündeki o tatlı ifade

Hep gözlerimin önünde

İyilik dolu kalbinle birlikte

Her zaman yanımdaydın sen anne.


Yıl 1989 aylardan Temmuz

Bir kaza sonucu kaybettik seni.

Tam 21 yıl geçti ama

Hala özlüyoruz seni.


Seni kaybettikten sonra

Hep bir yanım eksik oldu,

Bir oğlum bir kızım var şimdi

Acılarım biraz olsun durdu.


Anneciğim; sen yoksun bu dünyada ama eminim ki beni bir yerlerden görüyorsundur.

Seni hala çok ama çok seviyorum. Anneler günün kutlu olsun.




7 Nisan 2011 Perşembe

ZEYTİNYAĞLI ENGİNAR

Geçen hafta pazarda enginarı görünce hemen alıp pişirmek istedim. Geçen yıl bir kez pişirmiştim ama çocuklar bu sebzeyi pek semedi. Oysa ki karaciyere çok faydalı olduğu bilinen bu sebzeyi tüketmek (hiç olmazsa ilaç niyetine) gerekir. İnsanın ağız tadının bu sebzeye alışabilmesi için birkaç kez tatması gerektiğini düşünerek enginarı aldım ve pişirdim. Sonuç tek kelime ile mükemmel. Oğlumun 3 tabak yediğini söylesem abartmış olmam inanın. Kızım tatmakla yetindi ama bir dahaki sefere sonucun daha olumlu olacağını düşünüyorum. Fazla söze gerek yok diyerek hemen tarifi veriyorum.
Malzemeler:


4 tane enginar (orta büyüklükte)

1 tane soğan

1 poşet iç bakla (pazarcı size bu konuda yardımcı olur)

1/2 limon

2 tane kesme şeker

tuz

Bol nane



Yapılışı:

Pazardan soyulmuş olarak aldığım enginarları zaten limonlu suya koyup verdiler.

İç baklaları bir bıçak yardımı ile kabuklarından ayırdım. Soğanı zeytinyağında kavurdum. Enginarların biraz daha kılçıklı yerlerini soydum. Önce 2'ye sonra da 4'e böldüm. Tencereye ilave edip biraz çevirdim. Hemen yarım limonu sıktım. Kesme şekerleri ilave ettim. Daha sonra kaynamış suyu ilave edip tencerenin altını da kıstım. Baklalar çabuk piştiği için 5 dk.sonra ilave ettim. Tuz koydum. Çatalla piştiğine emin olunca (ben sebzeleri çok pişmiş sevmem)tencerenin altını kapattım. Bol nane serpip borcama aldım.


Afiyet Olsun.

4 Nisan 2011 Pazartesi

Gözlüklerimiz Kayıp!


Bu sabah işyerime telefon etti. Gözlüklerim kayıp!!! Ağlamaklı bir ses. Herşeyi dert ediyor kendine. Aşama aşama dünü gözden geçirdik ama sonuç yok. Umarım bu akşam buluruz onları.

Kızımın gözlerinin arkadaşlarını.

Oğlum tam bir hayvansever.

Köpeğimiz Bety
Hamsterimiz Tüylü

Oğlum hayvanları çok seviyor hem de çok. Bu aralar evimiz hayvanat bahçesi gibi. Hamsteri çekirdekle besliyor. Onu alıp seviyor, sweat shırtünün içine sokup kollarında gezdiriyor. Sonra da evhamlı ya; bit şampuanı ile yıkanıyor. Köpeğimiz Bety de çok yaramaz bir köpek. Tam Altan'ın odasının üstünde olduğu için kulübesi onun gürültüsünden de nasibini alıyor. Bol bol onlarla oynayıp stresini atıyor.

Bu da kim?

Ayşe Sima


Daha yeni katıldı aramıza, çok olmadı ama biz onu çok sevdik.

Kızım ona bayılıyor. Teyzemin kızı Aylin'in bebeği. Çok tatlı ve sevimli.

Hafta sonumuz onunla geçti.

Seni seviyoruz güzel melek.

Sevgilerle.

SİZ UYURKEN...


Sevgili Oğlum ve Kızım,


Siz uyurken eve çöker sessizlik,

Varlığınız o zaman daha da anlam kazanır.

Hayatın gürültüsü ve telaşı içinde,

Sevgim sizlere karşı hep çoğalır.


Sizi sevmek = Sizi korumak

Sizi korumak = Sizleri iyi yetiştirmek

Sizleri iyi yetiştirmek = Siz olmanızı sağlamak


İkinizi de çok ama çok seviyorum.


Anneniz

15 Şubat 2011 Salı

Hayat'ın 12 Kuralı.




Kural 1:

Asla kendinden şüphe etme... Sen ne hissediyorsan o her zaman doğrudur.
Dünyadaki bütün insanlar toplansa ve sana söylese bile senin hissettiklerin senin için doğrudur.
Onlar farklı hissedebilir, farklı düşünebilir ama bu senin hissettiklerinin yanlış olduğunu göstermez, sadece onlardan farklı olduğunu gösterir.


Kural 2:

Asla farklı olduğun için utanma.
Eğer çevrende senin gibi düşünen, seni anlayan insanlar yoksa ,
o zaman çirkin ördek yavrusu hikayesini hatırla...
Muhtemelen sen yanlış yerde, yanlış insanlarla birlikte olduğun için seni anlamıyorlardır.
O halde hedefin ait olduğun yeri bulmak olmalıdır.
Asla muhteşem bir kuğu olduğun gerçeğini unutma ve ördek olmak için uğraşma.


Kural 3:

Geçmişte yaptıkların için pişmanlık duyma ve özür dileme....
Yaşadıklarının senin için önemli bir ders olduğunu kendine hatırlat.
Bu tecrübe ile aldığın bilgiyi özenle incele, olayda yaptığın hataları ve
yeniden ayni durumda olsan nasıl davranacağını iyice düşün ve gelecek olaylar için kendini hazırla.
Kırılan vazo tamir edilemez ama gelecekte başka vazoların kırılması önlenebilir.


Kural 4:

Mümkün olduğunca kimsenin senin adına karar vermesine izin verme ama başkalarının hakli olabileceğini de unutma.
Bu hayat senin ve istediğin gibi yasamaya hakkin var, fakat başkalarını dinle ve onların bakış açısını anlamaya çalış.


Kural 5:

Ailen dışındaki insanlarla ilişkilerinde asla kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atma ve kendini hayallerle kandırma.
Her zaman ama her zaman önce sen gelmelisin. Asla başka insanlar üzülmesin diye kendini üzmeyi tercih etme.

Sen kaldırabiliyorsan, onlarda kaldırabilir. Karşındaki insan senin mutluluğunu düşünmüyorsa ve senin üzülmene yol açıyorsa,
o zaman o insan sana değer vermiyor demektir. Bu kişileri değiştireceğini ya da sana zamanla önem vereceğini düşünme.
Sana karşılıksız sevgi veren ve senin için her şeyi göze alabilecek tek insanlar ailendir.


Kural 6:

Asla kaybetmekten korkarak, sırf inanmak istediğin için karşındaki insanin sevgi sözcüklerine inanma.
Sevgi insanin kalbindedir, gözlerindedir, davranışlarındadır, ses tonundadır, sana verdiği önemde ve değerdedir, senin için yaptığı fedakarlıklardadır.

İnsanlar çok kısa zamanda sevgi sözcüklerini umarsızca dağıtmaya başlarlar.
Bunları dinle ama gerçek sevgiyi karşındakinin davranışlarına bakarak bul.

İnanmak istediğin için değil gerçek olduğu için karşındaki insanin sözlerine inan...


Kural 7:

Her zaman ama her zaman, mutlaka kalbini dinle. Hayatta senin için neyin doğru olduğunu bir tek içindeki ses söyleyebilir.
Dolayısıyla içindeki sesle konuşmayı öğren. Her gün kendinle kalmak için zaman ayır ve kalbini dinle.

Başka şekilde hissetmek için ikna etmeye değil, gerçekten ne hissettiğini bulabilmek için dinlemeye çalış. Bazen içindeki ses sana çok zor geleni yapmanı söyleyebilir ya da duymak istemediklerini söyleyebilir Korkma... ve içindeki sesi dinlemeye devam et...


Kural 8:

Her zaman ama her zaman, mutlaka kendine iyi davran. Kendini sev, şefkatle yaklaş.

Yanlış yaptığında acımasızca kendini eleştirip üzme...
Aksine başını okşa, kendini kucakla ve her şeyin geçeceğini söyle.
Üzgün olduğunda, kırıldığında, acı çektiğinde, mutsuz hissettiğinde kendine özen göster, tıpkı hasta bakar gibi kendine bakim uygula.
Yapmaktan hoşlandığın aktivitelerle meşgul ol ve bu durumdan çıkarak kimsenin seni incitmesine, üzmesine izin vermeyeceğini göster.


Kural 9:

Hayatta her şeyin bir bedeli olduğunu asla unutma ve bedel ödemekten istemediğin için kendini boşlukta bırakma. Örneğin bir insani incitmişsen, ödeyeceğin bedel o insanin güvenini yitirmektir.

Eğer seni sevmeyen biriyle birlikteysen, yalnız kalmaktan korkup ilişkide kalma, çünkü kalmanın bedeli sevgisiz bir hapiste yaşamaktır.

Eğer farklı olmaktan korkuyorsan ve başka insanları taklit edip onlar gibi olmaya çalışıyorsan, ödeyeceğin bedel kendine olan saygını yitirmek olacaktır.

Diğer taraftan bazen kendin gibi olmanın bedelinin de yalnız kalmak olduğunu unutma.
O halde yasamda her zaman bir bedel ödeyeceğini hatırla. Bir adim atmadan önce mutlaka ödeyeceğin bedeli bil ve kazanacaklarına değip değmediğine bakarak kararlarını ver.


Kural 10:

İnsanlara karşı nazik ve sevecen ol, ne olursa olsun asla bir başka insani kırmak için konuşma, bilinçli olarak üzmeye çalışma ve kendi acını hafifletmek için bir başkasını yaralama.


Kural 11:

Hayatta en büyük dostun sen olabileceğin gibi hayattaki en büyük düşmanın gene sen olabilirsin. Seçimini yap ve kendin için dostu mu yoksa düşman mı olacağına karar ver.

Yasamdaki tüm acıları atlatabilirsin, her şeye rağmen mutlu olmayı başarabilirsin, istersen kötü alışkanlıklarını bırakabilir ve her zaman yeniden başlayabilirsin. İstersen kendine yeni bir hayat kurabilirsin. Eğer kendinin dostu olabilirsen.


Kural 12:

Asla tecrübe kazanmaktan kaçma ne kadar zor olursa olsun, yeniden ayağa kalk ve yola devam et. Hayati öğrenmek için o tecrübelere ihtiyacın var. Kalbin ask acısı ile yaralanmış ise, sonsuza kadar kendini aşka kapatma.

Ruhun insanların acımasızlığı ile incinmiş ise, hayata küsüp kendini karanlık bir dünyada yasamaya zorlama. Bedenin çok büyük acılar çekmişse, kendini uyuşturup bırakma. Unutma bilge insan hayatı yaşayandır. Cesur insan korkusuzca devam edebilendir. Kahraman insan tüm acılarına rağmen yenilmeyendir...

8 Şubat 2011 Salı

Canım Oğlum !



Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin,
Hiç kimseyi aldatmayacaksın,
Ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek,
O hedefe yürüyeceksin.
Herkes senin aleyhinde bulunacaktır;
Herkes seni yolundan çevirmeye çalısacaktır,
Fakat sen buna karşı direneceksin.
Önüne sonsuz engeller yığacaklardır.
Kendini büyük değil; küçük, zayıf, araçsız,hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyecegine
İnanarak bu engelleri aşacaksın.
Bundan sonra da sana "BÜYÜKSÜN" derlerse... bunu söyleyenlere güleceksin!...

Mustafa Kemal ATATÜRK

7 Şubat 2011 Pazartesi

Tatil Bitti!!!


Tatil bitti! Bugün işbaşı yaptım. Birkaç kareyi sizlerle paylaşmak istedim...

İzmir'den arkadaşım Serpil geldi. Onunla özlem gidermek için dışarıda buluştuk. Keyifli 1-2 saat geçirdik. Herşey çok güzeldi.







Eşim Sezgin ve dayım Hikmet çok iyi avcı arkadaşlar.



Oğlum Altan ve kızım Selin karı gördükleri için çok mutlu....
Dayımın dağ evi Kestel/Osmaniye'de. Arabayı köyün içine park ettikten sonra 1 saat 20 dakika yürüdük. Soğuğa rağmen çocuklar karı gördü ve onların mutluluğu herşeyi unutturdu.










28 Ocak 2011 Cuma

Yaşasın izne çıkıyorum!!!

Bugün karne günü. Oğlum Altan ve kızım Selin büyük bir heyecanla okula gittiler. Karnelerini alıp beni aramalarını heyecanla bekliyorum. Onlara karne hediyesi olarak yıllık iznimden 1 hafta aldım. Onlarla bol bol vakit geçirip onların istediği şeyleri yapmayı, görüşemedikleri arkadaşlarıyla görüştürmeyi, sinemaya götürmeyi planlıyorum. Umarım 1 haftaya hepsini sığdırabilirim.

10 Ocak 2011 Pazartesi

BONİBONLU KURABİYE

Kızımın ve oğlumun sınıf arkadaşları için pişirdiğim kurabiyeler harika oldu. Fakat Altan’ın sınıf mevcudu çok olunca onlara kısmet olmadı. (5 tane eksik çıkınca götürmekten vazgeçti)
Bu tariften yaklaşık 60 adet kurabiye çıkıyor.Çikolata onlara çok farklı bir lezzet kattı.
Kızım bugün kurabiyeleri arkadaşlarına götürecek.Bakalım arkadaşları da beğenecek mi?





BONİBONLU KURABİYE

Malzemeler

2 Fincan Sinangil Un
1 Fincan Kakao
1 Pk. Sinangil Karbonat
2 Çimdik Tuz
80 Gram Sütlü Çikolata
250 gr.Margarin veya Tereyağ
5 paket bonibon
2.5 Fincan Şeker
4 yumurta
1 paket vanilya

Un, kakao, karbonat ve tuzu bir kaba eleyin. Çikolatayı margarinle birlikte benmari usulü eritin. Şeker, yumurta ve vanilyayı iyice çırpın, erimiş çikolatayı ve margarini ekleyip karıştırmaya devam edin. Unlu karışıma ekleyin. Kekten biraz daha koyu bir hamur elde edersiniz.
Arkasından azar azar un ilave ederek kulak memesi yumuşaklığına gelene ve elinize yapışmamaya başlayana kadar yoğurunuz.
Tepsiye yağlı kağıt serin. Hamurdan küçük parçalar kopararak 5 cm aralıklarla dizin. Karbonat olduğu için 2 katına çıkıyor. Üzerine bonibon koyunuz. Önceden ısıtılmış 170 derece fırında 15 dakika pişirin. Kurabiyeler fırından çıktıklarında yumuşak kıvamda olacaklar fakat biraz sonra kendilerini toparlıyorlar.
Afiyet Olsun.

PALYAÇO KÜLAHI






Uzun zaman önce kalıplarını pastaland.com.tr’den almıştım. Ama bir türlü fırsat bulup yapamamıştım.
Pazara günü kızımın da canı sıkılınca gel palyaço külahı yapalım dedim.Selin heyecan içinde can sıkıntısını bile unuttu. Mutfakta bir sağa bir sola koşuşuturup durdu.

Yapması oyalayıcı da olsa yemesi çok zevkli olan külahların tarifini veriyorum şimdi.
Çocuğu olan herkese tavsiye ederim. Ben bile bayıldım.



Malzemeler:
1 paket milföy hamuru
1 litre süt
6 yemek kaşığı nişasta
6 yemek kaşığı şeker
2 poşet krem şanti
Süslemek İçin :
Dr.Roetker pasta süsü
Hazırlanışı :
Milföy hamurlarını merdaneyle incelterek yarım cm kalınlığında şeritler halinde kesin.
(Pastane malzemesi satan yerlerde bulunan) Koni şeklindeki kalıba bu milföy şeritlerini en alttan başlayarak dolayın (Hafif üst üste binecek şekilde sarılması gerekiyor.)
Daha sonra kalıpla birlikte direkt yağlamadan fırın tepsisine koyun. 200 derece fırında hafif kızarana dek pişirin. (Piştikten sonra soğuyana kadar kalıptan çıkarmayın).
Muhallebisi için sütü, şekeri, nişastayı bir kaba alıp karıştırarak kısık ateşte pişirin. Piştikten ve soğuduktan sonra 2 poşet krem şantiyi toz halinde ekleyerek blendırla karıştırın.
Külahları sırayla bardaklara diklemesine koyarak içlerini şanti sıkacağına doldurduğunuz muhallebiyle doldurun. (Dilerseniz içlerine de meyve parçacıkları koyabilirsiniz.)
Servis tabağına almadan önce üzerlerine pudra şekeri serpin.

Afiyet Olsun.